27 Nisan 2024 Cumartesi

İstanbul, Türkiye

Din Satılık mı?

Image

DİN SATILIK MI?
 
Dinlerin tarihini biraz araştırdığımız zaman kitleleri bir araya toplayan en kolay propaganda yolu olduğunu biliyoruz. Buna günümüzde de çok kez denk geldik yıllarca, bir çocuk katledilse protesto edecek 10 kişi bulamazsınız. Fakat birisi dinine küfrettiği zaman milyonları sokağa dökebilecek bir propanda aracıdır din, en yozlaşmış toplumların bile kolayca hizaya getirileceği bir iletişim dilidir. 
 
Din, günümüzün belki de siyasette ki en yaygın dillerinden biridir. Halka verecek projeniz olmadığın da din ile kitleleri arkanıza alabilirsiniz. Bir kaç dua, bir kaç ayet yazıp paylaştığınız da tüm muhafazakarların ilgisini çekebilir ve bunu bir kaç kere camiye giderek taçlandırabilirsiniz. Aldığınız bu sağlam koz Ramazan Ayında kürsüye konulan suyu geri gönderdiğiniz zaman daha da güçlenecektir. Maalesef ki bu eylemleri yapanların siyasi geçmişleri ve liyakat yönetimi gözardı ediliyor. Bir insanın namaz kılması, tüm yöneticilik vasıflarının ötesine geçebiliyor. Bunun farkında olan tüm siyasiler de bu yolu kolay yol olarak gördükleri için halka "Din Satmak" en ucuz ve basit siyaset yolu oluyor. 
 
Özellikle 3. sınıf ülkelerin en büyük sorunu olan bu siyaset sorunu, insanların temel hak ve özgürlüklerini savunmalarına da engel oluyor. Kutsallaştırdığımız siyasiler karşısında verilen her cevap günah, her eleştiri din düşmanlığıyla tanımlanıyor. Bu terimlerin bu kadar kolay kullanımı da, anlamlarının yumuşamasına sebep oluyor. 
 
Bilimin konuşulmasının bilgi ve birikim istediği bir yerde, ilimsiz insanların ilime yönelirken yaptıkları yanlışlar sonrası son yıllarda ki inançsız insan ve genç sayısı da bir hayli yükseldi. Dini satalım derken, eldeki dininden de yok edilecek bir toplum yetişiyor. Bundan 50 yıl sonra, gelecekte inançsız sayısı ülke nüfusunun bir hayli çoğunluğunu oluşturacak. Gençlerin rol model aldıkları insanların, toplum önündeki siyasetçilerin "hem çalıp! hem çalışması!" sonucu, diledikleri gibi yalan siyasetiyle toplumu meşgul etmeleri sonrası ne yazık ki genç neslinde bilinçlerine anlamsız bir din portföyü oluşmasına sebep oldu. Şu algı yerleşti bir çoğuna "En iyi benim diyen müslüman bile böyleyse, müslümanların ahlaki değerlerle ilgili büyük bir sorunu olmalı."
 
Editör: KORAY GENÇTÜRK