1967’de Ankara’da doğan, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde lisans, aynı üniversitede yüksek lisans yapan Ali Tatar’ın askerlik yaşamı, 1989’da başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı sınavlarını kazanan Tatar, yarbay rütbesine kadar ilerledi.
1994’te Nilüfer Tatar'la evlenen Ali Tatar'ın bir çocuğu oldu.
5 Aralık 2009’da ‘amirallere suikast’ soruşturması kapsamında tutuklandı. İtiraz sonucunda tahliye edilen Tatar hakkında, savcılığın karşı itirazı üzerine yeniden tutuklama kararı çıktı.
Fetönün, İktidar eliyle yapmış olduğu bu Ergenekon kumpasının en büyük ses getiren isimlerinden birisi de Yarbay Ali Tatar'dı. 2009 yılında hakkında açılan davaları gururuna yediremeyip, askerlik onuruna sığdıramayıp canına kıymıştı.
Türkiye, kendi eliyle bir Türk evladının ölümüne giden yolu izlemişti. Daha sonra Ergenekon'u yürüten savcıların ve bu davaya çanak tutanların fetöcü olduğu ortaya çıkmıştı. Ailelerin yıkıldığı, askerlerin rencide edildiği ve askere vurulan bu darbe ile kışlaların boşaltıldığı o yıllara Seyirci kaldığımız sessizliğe gömüldüğümüzde, belkide askere kalkan olup onları koruyamadığımızda Yarbay Ali Tatar sessiz kalmamış ve o karanlık yıllara ışık olmak adına kendini yaktığını söylemişti. İntiharı öncesi şu sözleri kaleme almıştı Yarbay Ali Tatar.
Yarbay Ali Tatar'ın son mektubu:
Sevgili Nilü, ailem ve beni bulan yetkililere, Öncelikle başınızı öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım. Başınızı dimdik tutun. Ama ben bu hukuksuzlukla yaşayamam. Belki benim ölümüm benim durumumda olanların aydınlığa çıkmalarına vesile olur.
İçim buruk. Bana bu oyunu oynayanlara ve sahip çıkmayanlara kırgınım. Yaşadıklarımı ikinci defa kaldırmam mümkün değil...
O deliğe bir daha dönmektense mezara girmeyi tercih ederim... Bu şekilde ölmeyi hiç istemezdim.
Böyle bir ölüme en çok karşı çıkan insanlardan biri de benim. Ama kader böyleymiş. Hepiniz hakkınızı helal edin. Beni rahmetli babamın yanına gömün. Eşimi ve Gökçenimi size emanet ediyorum.
Kızımı ve eşimi yalnız bırakmayacağınızı, bu işin peşini bırakmayacağınızı biliyorum. Tek tesellim sizleri son bir defa, hep birlikte görmek oldu.
Gökçen’im derslerine çık iyi çalış. İyi çalış ve önemli yerlere gel ki, benim hesabımı sorabilesin.
Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez. Bu şekilde giderseniz ne yönetecek ne bir ordu ne yaşayacak cumhuriyet, bir ülke bulamayacaksınız.
Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum.
19 Aralık 2009